21 Haziran 2008 Cumartesi

blogcu kopyası



Image Hosted by ImageShack.us

Tanım

O ŞİMDİ ADANADA


Bağlantılarım

* Ana Sayfa
* Profilim
* Arşiv
* Arkadaşlarım
* akifoz
* Sarıveliler Çukurbağ köyü
* Hamide ÖZ
* Daganer
* Özdaganer
* Adana Vergi dairesi
* vergi-denetmeni
* Konya sergi dairesi
* DERNEK
* GELİR İDARESİ
* MEVZUAT

Kategoriler

  • GENEL
  • HABER
  • RESİM

  • GÜNÜN KARİKATÖRÜ



    Tarih: 19:05, 9/6/2008
    Yorum (0) | Yorum yaz | Bağlantı

    “G.İ.BAŞKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN İLE MALİYE BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI” HAKKINDAMALİYE MÜFETTİŞİ GÖRÜŞÜ

    “G.İ.B. TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN İLE MAL.BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA K.H.K BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI” HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİMİZ

    1) Tasarının Genel Gerekçesinde, vergi denetim birimlerinin gelişmiş ülkeler uygulamalarına paralel olarak yeniden yapılandırıldığı belirtilmektedir.

    tasarıyla yapılan, gelişmiş ülkeler uygulamalarına tamamen terstir.

    .....

    Ayrıca, yukarıdaki önem kademelendirmesine paralel olarak, coğrafi yönden “mahallinde-bölgede-merkezde” olmak üzere yine üçlü bir kademelendirilmiş yapı görülmektedir. Bu coğrafi kademelendirme özellikle bizim gibi büyük ülkelerde daha belirgindir.

    Ülkemizde, şu anki durumda küçük işletmeler için mahallinde (illerde) inceleme yapan vergi denetmenleri bulunmaktadır. Bunlar orta çaplı işletmeleri de denetlemektedirler. Bizde eksik olan, münhasıran orta ölçekli işletmeler için bölge merkezlerinde çalışacak vergi inceleme elemanlarının bulunmayışıdır. Ancak tasarıyla bu eksiklik giderilmemektedir.

    2) Tasarının Genel Gerekçesinde, Mal.Bakanlığı ile G.İ:Bda ayrı ayrı unvanlar altında yürütülen vergi denetim hizmetlerinin, Maliye Müfettişi, Hesap Uzmanı ve Gelirler Kontrolörü unvanları kaldırılarak, Maliye Bakanlığında eşgüdüm ve işbirliği içinde yürütülecek şekilde konsolide edildiği belirtilmektedir.

    Ancak, Maliye Teftiş Kurulu esas itibariyle bir vergi denetim birimi değildir, Maliye Müfettişleri de vergi inceleme elemanı olarak nitelendirilmemektedirler.

    Bilindiği üzere vergi incelemesini düzenleyen temel Kanunlar 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 4709 sayılı Hesap Uzmanları Kurulu Kurulmasına Dair Kanun ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunudur.

    5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 4/j maddesinde “belirlenen temel politikalar ve stratejiler doğrultusunda vergi inceleme ve denetimlerini gerçekleştirmek” Gelir İdaresi Başkanlığının görevleri arasında sayılmıştır. Başkanlık bu görevi iki birimi vasıtasıyla yerine getirmektedir. Bunlar, Denetim ve Uyum Yönetimi Daire Başkanlığı ile Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanlığıdır. Denetim ve Uyum Yönetimi Daire Başkanlığı taşrada konumlanmış Vergi Denetmenlerinin vergi incelemelerini belirlerken, Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanlığı da doğal olarak Gelirler Kontrolörlerinin yapacakları vergi incelemelerini tayin etmektedir.

    Bu çerçevede ana görev tanımı vergi incelemesi olan 3 ayrı vergi denetim elemanından bahsedilebilir. Bunlar; Hesap Uzmanları, Gelirler Kontrolörleri ve Vergi Denetmenleri olup, bu birimlerdeki denetim elemanları aynı zamanda vergi inceleme elemanları olarak da nitelenirler.

    Vergi Usul Kanununda vergi inceleme yetkisi verilen Maliye Müfettişleri ile Vergi Dairesi Müdürleri ise esas itibariyle vergi inceleme elemanı olmayıp, yaptıkları görevleri gereği vergi inceleme yetkisine haiz görevlilerdir. Bu nedenle, Maliye Teftiş Kurulu hiçbir zaman sadece bir vergi denetim birimi olarak görev icra etmemiş, Bakanlığın teftiş, soruşturma, genel inceleme ve araştırma birimi işlevi her zaman ön planda olmuştur.

    3) Tasarının Genel Gerekçesinde, merkez denetim elemanlarının yeni vergi denetim biriminde kariyerlerine uygun olarak çalıştırılacakları belirtilmektedir.

    Ancak, Maliye Müfettişlerinin kariyeri vergi incelemesi değildir.

    Maliye Müfettişlerinin asıl işleri esas itibariyle teftiş, sonrasında ise tetkik ve tahkikattır. Vergi incelemesi burada tetkik işlevi içerisinde kısmi bir yer tutar. Diğer deyişle özel sektöre dönük bir iş olan vergi incelemesi, Maliye Teftiş Kurulunun iş hacmi içindeki payı %10’u geçmeyen ikincil bir iştir, kariyerin belirleyici unsuru değildir. Belirleyici unsur kamuya dönük bir iş olan teftiş, yani idarenin denetimdir.

    4) Tasarının Genel Gerekçesinde, Maliye Bakanlığı ile Gelir İdaresi Başkanlığında ayrı ayrı yürütülen vergi denetim hizmetlerinin, Maliye Bakanlığında konsolide edildiği belirtilmektedir.

    Ancak, bu tasarıyla vergi denetim hizmetleri Maliye Bakanlığında toplanmamakta, tam tersine halen Gelir İdaresi Başkanlığında toplanmış olan vergi denetim hizmetleri dağıtılmaktadır.

    Halen, görev tanımları nedeniyle mesailerinin hemen tamamını vergi incelemesine ayırmak durumunda bulunan ve bu nedenle de vergi inceleme elemanı olarak da adlandırılan Hesap Uzmanı, Gelirler Kontrolörü ile Vergi Denetmenlerinin toplam sayıları 3410 (= 300+330+2780) olup bu elemanların, 3110’ u (=330+2780) ile vergi dairesi müdürlerinin tamamı Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı olarak görev yapmakta iken 300 Hesap Uzmanı ise Bakanlık bünyesinde görev üstlenmektedir. Buna göre halen, vergi dairesi müdürleri hariç, salt vergi incelemesi ile uğraşan elemanların % 91’ i (=3110/3410) zaten Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesindedir. Bu durumda, mevcut yapıda “vergi denetiminde çok başlılık bulunduğu” iddiasının geçerli olmadığı anlaşılmaktadır.

    Tasarı Gelirler Kontrolörlerinin, Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinden çıkarılarak Bakanlığa bağlanmasını öngörmektedir. Böylece Bakanlığa bağlı salt vergi incelemesi ile uğraşan elemanların sayısı 300’den 630’a çıkarılmakta, aynı zamanda Maliye Müfettişlerinin Bakanlığın merkez ile bağlı ve ilgili kuruluşlarına yönelik diğer tüm teftiş, denetim ve soruşturma yetkileri yok edilerek salt vergi inceleme elemanlarına dönüşümü sağlanmak suretiyle bu sayı 750’ye yükseltilmektedir. Bu değişiklik sonucunda toplam vergi inceleme elemanı sayısında sadece 120 kişilik bir artış meydana gelmiş olmakta, Bakana bağlı vergi inceleme elemanı sayısı 300’den 750’ye yükseltilmekte, 2780 Vergi Denetmeni Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde bırakılmaktadır. Bu değişimin oransal dağılımı ise, vergi inceleme elemanlarının % 21’i Bakanlıkta ve %79’u Gelir İdaresi Başkanlığında olacağını göstermektedir. Bu rakamlardan da görüleceği üzere, asıl tasarının kabulü halinde vergi incelemesi alanında parçalı bir yapı ortaya çıkmakta, esasen vergi ve vergi incelemesi uygulamalarının esas sorumlusu olan Gelir İdaresi Başkanlığının sahip olduğu denetim gücü % 91 den % 79’a düşürülerek zayıflatılmaktadır.

    5) Tasarının Genel Gerekçesinde, G.İ.B'nın merkez ve taşra teşkilatının denetim boyutuyla yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç bulunduğu belirtilmektedir.

    Ancak tasarı vergi denetim modelini değil, Maliye Bakanlığının denetim yapısını değiştirmektedir.

    Tasarının Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının görevlerini belirleyen 4 üncü maddesi Başkanlığın görev alanını sadece vergi incelemesi ile sınırlandırmaktadır. Söz konusu maddede 14 bent halinde sayılan görevlerin tamamı vergi incelemesine yöneliktir ve tek bir bent halinde toplanması mümkündür. Kaldı ki, zaten Vergi usul Kanununun 134 ve takip eden maddelerinde ayrıntısıyla düzenlenmiş olan vergi inceleme yetkisinin bu tasarıda da düzenlenmesi gereksiz bir mükerrerlik doğurmaktadır.

    Tasarı esasen sadece vergi incelemeleri konusunda yenilik içermeyen bir düzenleme getirmekte, buna karşılık Bakanlığın teftiş ve idari denetim yapısını ise tamamen çökertmektedir. Bir başka ifade ile bu tasarı, özü itibarıyla, Maliye Teftiş Kurulunu ortadan kaldırmak suretiyle “Maliye Bakanının” gelir idaresi de dahil olmak üzere merkez ve taşra birimleri üzerindeki denetimini kaldırmaktadır. Bu nedenle, tasarıyla vergi incelemesinde çok başlılık kaldırılıyor izlenimi verilmek istense de, temel teftiş ve soruşturma yetkisi yok edilmek suretiyle, aslında Maliye Bakanlığının genel denetim gücü açıkça zaafa uğratılmaktadır.

    Halbuki, iyi bir vergi idaresi tasarımında, idarenin uygun yetkilerle donatılması yanında, bu yetkilerin hem devlet, hem de mükellef hukukunu gözeten bir anlayışla kullanılıp kullanılmadığını izleyecek, mükellefler tarafından vaki olacak ihbar ve şikâyetleri değerlendirecek bir “teftiş ve soruşturma” biriminin mevcudiyeti, denetim ihtiyacının “olmazsa olmaz” bir diğer boyutunu teşkil etmektedir. Bu ihtiyacın göz ardı edilmesi halinde, uzun vadede kaçınılmaz biçimde idarenin; “yozlaşması”, “etkinlikten uzaklaşması”, “mükellefler bakımından gönüllü uyum eğiliminin azalması” sonuçları ortaya çıkacaktır.

    6) Tasarı T.C.Anayasası, 3046 Sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esaslarını Düzenleyen Temel Kanun ve 178 Sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile uyumlu değildir.

    ...........

    Nitekim anılan madde içeriğine bakıldığında Maliye Müfettişlerinin görevleri sayılırken tamamen bu kapsamdaki hususlara yer verildiği görülmektedir.

    Maddenin (a) bendinde genel, katma ve özel bütçeli dairelerle fonlar ve döner sermayeli kuruluşların (b) bendinde imtiyazlı şirketlerin (c) bendinde dernek vakıf ve sendikaların teftişine yer verilmiştir.

    Dikkat edileceği üzere,

    Maliye Müfettişlerinin görev ve yetkilerini düzenleyen Kanun maddesinin hiçbir yerinde vergi incelemesine yapılmış bir atıf yoktur. Maliye Müfettişlerinin bu konudaki yetkisi, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 135 inci maddesinde yer alan bir düzenlemeyle sağlanmaktadır.

    Bakanlığın teftiş, denetim ve soruşturma yükümlülüğünü 129 yıldan beri aksatmadan yürütmekte olan Maliye Teftiş Kurulu, önemli yolsuzluk olaylarının incelenmesinde ve vergi dairesi teftişlerinde vergi inceleme yetkisini tamamlayıcı bir unsur olarak kullanmıştır. Tasarı ile Teftiş Kurulu açısından tali nitelikteki bu yetki ön plana çıkarılarak Maliye Teftiş Kurulu mensupları salt vergi inceleme elemanı olarak değerlendirilerek ortadan kaldırılmaktadır. Dolayısıyla, tasarlanan modelle Maliye Müfettişlerinin katılımı ile Bakanlığın sayısal olarak vergi inceleme kapasitesi kısmen artırılırken, Anayasa ve kanunların öngördüğü teftiş birimi yok edilmek suretiyle gerçekte Bakanlığın işleyişine ve idari yapısına çok daha büyük zarar verilmektedir.

    Ayrıca sorun sadece bir Kanunlar arası uyumsuzluk sorunundan ibaret olmayıp, Bakanın merkez ve taşra teşkilatı üzerindeki denetim görev ve yetkisini kullanan Maliye Teftiş Kurulunun ortadan kaldırılması ile bir bütün halinde Maliye Bakanlığı ciddi risklerle karşı karşıya bırakılmaktadır. Bu çelişkiyi gidermek için yapılması gereken Teftiş Kurulunun kaldırılması değil, zorunlu görülmesi halinde yeniden organize edilmesidir. Aksi takdirde, tasarı ile oluşturulan Vergi Denetim Kurulunun yetkilerinin sadece vergi incelemelerine dönük olduğu hususu da göz önünde bulundurulduğunda, Bakanlık bünyesinde yeni bir teftiş kurulu oluşturulmak zorunda kalınacaktır. Esasen bu çelişkili durum bile söz konusu tasarının niçin yasalaşmaması gerektiğine tek başına gerekçe teşkil etmektedir.


    Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur.

    MALİYE MÜFETTİŞLERİ DERNEĞİ


    Tarih: 10:05, 2/6/2008
    Yorum (0) | Yorum yaz | Bağlantı

    Denetimlere eleştiri

    Denetimlere eleştiri

    Artan vergi denetimleri, tepki çekerken, iş dünyası, “Denetimler sıkıntıdaki esnafı daha da zorluyor” diyor. Maliye ise, uygulamanın Konya’ya özgü olmadığını belirtiyor

    “SIKINTI DAHA DA ARTIYOR”
    Maliye Bakanlığı’nın geçmişte ‘rızaen matrah artırımı’ olarak uygulamaya koyduğu ve şimdi de ‘gönüllü uyumluluk’ adı altında yürüttüğü vergi denetimleri tepkiye neden oldu. Mükellefler işlerin durgun olduğu dönemde artan denetimlerin sıkıntıyı daha da artırdığını belirterek, “Denetimler, zorla matrah artırımına dönüştü” değerlendirmesini yapıyor. Uygulamanın vergi barışını bozduğu ifade ediliyor.

    “DENETİMLER EĞİTİCİ OLMALI”
    Konya Ticaret Odası Başkanı ve TOBB Başkan Yardımcısı Hüseyin Üzülmez, vergi denetimlerinin eğitici ve hukuki olmadığını dile getirerek, vatandaşı Maliye’ye çağırıp ‘matrah artır’, ‘fazla göster’ demenin yanlış olduğunu vurguladı. Maliye’nin yasal olmayan yollara başvurmamasını isteyen Üzülmez, denetimlerde kayıt dışını ve mükellefi kayıt altına alma noktasında eğitici olunması gerektiğini söyledi.

    “MÜKELLEFLERİN SIKINTILARI DAHA DA ARTTI”
    Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Konya Şube Başkanı Ahmet İçyer de, yeni işe başlamış iş hacmi olmayan firmalardan dahi belirli matrahlar istendiğini dile getirdi. Vergi Dairesi’nin mükelleflerin ortağı konumunda olduğunu da belirten Ahmet İçyer, “Bu ortaklıkta, ortaklar hem işletmeleri hem de birbirlerini iyi anlamalılar” dedi. Vergi uzmanları ise, denetimlerin herhangi bir ille sınırlı olmadığını kaydetti.

    Matrah tartışması

    Maliye’nin ‘gönüllü uyumluluk’ adı altında denetimleri artırması çeşitli tartışmaları da beraberinde getirdi. Vergi barışının bozulmaması istenirken, vergi uzmanları geçmişe dönük fatura kesilmesinin söz konusu olmadığını belirtiyor

    Maliye Bakanlığı’nın geçmişte ‘rızaen matrah artırımı’ olarak uygulamaya koyduğu ve şimdi de gönüllü uyumluluk olarak ifade ettiği vergi denetim uygulamaları mükellefin tepkisine neden oluyor. Mükellefler işlerin durgun olduğu dönemde artan denetimlerin sıkıntıyı daha da artırdığını savunuyor. Denetimlerin ‘zorla matrah artırımına’ dönüştürüldüğüne işaret eden mükellefler, uygulamanın vergi barışını bozduğuna işaret ediyor.
    “DENETİMLER EĞİTİCİ VE HUKUKİ OLMALI”
    Konuyla ilgili olarak değerlendirme yapan Konya Ticaret Odası Başkanı ve TOBB Başkan Yardımcısı Hüseyin Üzülmez, mükellefle Maliye Bakanlığı arasında başlatılan vergi barışının bozulmamasından yana olduklarını söyledi. Ancak yapılan vergi denetimlerinin eğitici ve hukuki olmadığına işaret eden Hüseyin Üzülmez, yapılanların vergi barışını bozacağı uyarısında bulundu.
    Maliye’nin, vatandaşın vergi kaçırdığı kanaatine sahipse inceleme yapıp ceza kesebileceğini aktaran Hüseyin Üzülmez, vatandaşı Maliye’ye çağırıp ‘matrah artır’, ‘fazla göster’ demenin yanlış olduğunu vurguladı. Hüseyin Üzülmez, Maliye’nin yasal olmayan yollara başvurmamasını istedi ve buna karşı olduklarını söyledi.
    Vergi denetimlerde iki temel amacın olduğunu kaydeden Üzülmez, bunların kayıt dışını kayıt altına almak ve mükellefi kayıt altına alma noktasında eğitici olmak olduğuna dikkat çekti.
    “MÜKELLEFLERİN SIKINTILARI DAHA DA ARTTI”
    Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Konya Şube Başkanı Ahmet İçyer de, vergi denetimleri yüzünden mükellefin sıkıntılı olduğunu yineledi. Ahmet İçyer, denetimleri kast ederek 3 yıldır aynı şeyin yapıldığını, geçmişte ‘rızaen matrah artırımı’ olan ve şimdi ‘gönüllü uyumluluk’ olarak ifade edilen denetimlerin tehditle matrah artırımına dönüştürüldüğünü söyledi.
    Vergi denetimlerinde yaşanan sıkıntıları da gözler önüne seren Ahmet İçyer, yeni işe başlamış iş hacmi olmayan firmalardan dahi belirli matrahlar istendiğine vurgu yaptı. İçyer, bu durumda mükelleflerin gidip kendi durumlarını Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğüne izah etmelerini istedi. İçyer, “Yeni kurulmuş olanların, zarar edenlerin, herhangi bir cirosu olmayanların ve düşük satışları olan firmaların bu grup müdürlüğüne kendini anlatması gerekir” dedi. Bu arada çok büyük cirolar yaptığı halde düşük matrahlar beyan edenlerin de bunun sebebini açıklayacak makul cevaplar bulmak zorunda olduğuna işaret eden İçyer, değilse Maliye’nin geçtiğimiz yıllarda da uyguladığı interaktif denetimlerle karşı karşıya kalınacağı uyarısında bulundu. İçyer, ayrıca şu an banka hesaplarında para dolaşımlarının Maliye tarafından kontrol edildiğini, hesapta dolaşan parayı işyerleri ile ilişkilendirerek kişilerden hesap sorulduğunu kaydetti.
    Vergi Dairesi’nin mükelleflerin ortağı konumunda olduğunu da belirten Ahmet İçyer, “Bu ortaklıkta, ortaklar hem işletmeleri hem de birbirlerini iyi anlamalılar. Vergi Dairesi bunu düşünmeli” değerlendirmesini yaptı. İçyer, firmalarsa kayıt düzeni içerisinde kalmaya özen göstermesini isteyerek, “Çünkü kayıt düzeni içerisinde kalmayan kişiler diğer firmalara karşı haksız rekabet uygulamış oluyorlar” dedi.
    “DENETİMLER KONYA’YA ÖZGÜ DEĞİL”
    Öte yandan vergi uzmanları, denetimlerle geçmişe yönelik fatura kestirilmesinin söz konusu olmadığını vurguladı. Vergi Dairesi’nin denetimlerde geçmişe yönelik hatalı beyanların düzeltilmesini istediğini kaydeden uzmanlar, “Geçmişe dönük fatura düzeltilmesi teknik olarak mümkün değil. Ama mükellefin o dönemde işi yaptığı dönemdeki gelir beyanı ve kurumlar beyanını düzeltmesini tavsiye ediliyor” dedi. Mükelleflerin bir kısmına yanlış yönlendirmelerle ‘geçmişe yönelik fatura kesin’ denildiğini kaydeden uzmanlar, mevzuatın böyle bir yola başvurmadan beyanı düzeltme imkânı sağladığını dile getirdi. Vergi uzmanları, denetimlerin 3 yıl önce Ankara’da başladığını ve Türkiye geneline yayıldığını kaydederek, “Konya’ya özgü bir durum yok” yorumunu yaptı.


    Tarih: 19:05, 22/5/2008
    Yorum (0) | Yorum yaz | Bağlantı

    TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ ve HÜKÜMETİMİZE DUYURU

    TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ ve HÜKÜMETİMİZE DUYURU

    Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Cemil ÇİÇEK, 7 Nisan 2008 Tarihli Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası yaptığı basın açıklamasında özetle;

    “Mevcut durumda vergi denetimlerinin dört ayrı birim tarafından yapıldığını belirterek, vergi gelirlerinin artırılması, vergi denetiminde etkinlik ve uygulama birliğinin sağlanması, denetim elemanlarının eş güdüm ve işbirliği içinde çalışmalarını sürdürebilmesi amacıyla, maliye müfettişliği, hesap uzmanlığı, gelirler kontrolörlüğü ve vergi denetmenliği unvanlarının kaldırılıp bunların ‘Vergi Denetçisi’ unvanı altında birleştirildiğine ilişkin tasarının Bakanlar Kurulunda imzaya açıldığını” ifade etmiştir.

    Ancak, TBMM’ye sevk edilen mevcut tasarıda hükümetin açıklamalarının aksine, tek çatı altında bir denetim yapısı yerine ikili bir yapı öngörülmektedir. Bu tasarı ile gerek bilgi ve donanım gerekse sayısal bakımdan denetim gücünün büyük çoğunluğunu oluşturan ve vergi incelemelerinin yüzde doksanını gerçekleştiren 2 bin 779 vergi denetmeni söz konusu çatının dışında bırakılmış ve bu durum vergi denetmenleri camiasında büyük bir hayal kırıklığına neden olmuştur.

    Tasarıyla oluşturulmak istenen yapının, Sayın Başbakanımızın da rahatsızlığını defalarca dile getirdiği mevcut yapısal sorunları çözemeyeceği düşünülmektedir.

    Bu nedenlerle, Sayın Cemil ÇİÇEK’in açıklamalarında belirtilen yapılanmanın oluşturulabilmesi için tasarının Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu ile Genel Kurulda görüşülmesi sırasında, kamuoyunda yaratılan beklentilere ve Avrupa Birliği normlarına uygun, vergi denetiminde etkinlik ve verimliliği sağlayacak şekilde, Maliye’deki dört denetim biriminin aynı unvan altında birleştirilmesi amacıyla yeniden düzenleneceğini umuyor ve saygılar sunuyoruz.

    VERGİ DENETMENLERİ

    DERNEĞİ


    Tarih: 17:02, 14/5/2008
    Yorum (0) | Yorum yaz | Bağlantı

    Vergi denetmenleri tek çatıda ‘AB’ye uyun’ dedi

    Vergi denetmenleri tek çatıda ‘AB’ye uyun’ dedi

    Vergi Denetmenleri Derneği, Maliye Bakanlığı’ndaki denetim birimlerini tek çatı altında toplanmasını öngören yasa tasarısını, gazetelere verdiği ilanlarla eleştirdi ve AB normlarına uygun düzenleme yapılmasını istedi.

    REUTERS

    14 Mayıs 2008 Çarşamba

    ANKARA - Uzun süredir üzerinde çalışılan ve IMF’nin de talepleri arasında yer alan Maliye Bakanlığı bünyesindeki denetim birimlerinin “tek çatı” altında örgütlenmesini öngören yasa tasarısı, geçen hafta TBMM Başkanlığı’na sunulmuştu.

    “Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Hükümetimize Duyuru” başlığıyla verilen ilanda, tasarıda tek çatı altında bir denetim yapısı yerine ikili bir yapı öngörüldüğü belirtilerek, “Bu tasarı ile gerek bilgi ve donanım, gerekse sayısal bakımdan denetim gücünün büyük çoğunluğunu oluşturan ve vergi incelemelerinin yüzde 90’ını gerçekleştiren 2,779 vergi denetmeni söz konusu çatının dışında bırakılmış ve bu durum vergi denetmenleri camiasında büyük bir hayal kırıklığına neden olmuştur” denildi.

    Tasarıyla oluşturulmak istenen yapının Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da dile getirdiği mevcut yapısal sorunları çözemeyeceği vurgulanan ilanda, “Kamuoyunda yaratılan beklentilere ve Avrupa Birliği (AB) normlarına uygun, vergi denetiminde etkinlik ve verimliliği sağlayacak şekilde, Maliye’deki dört denetim biriminin aynı unvan altında birleştirilmesi amacıyla yeniden düzenleneceği umuyoruz” denildi.

    Maliye Bakanlığı ile Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) bünyesinde ayrı ayrı unvanlar altında yürütülen vergi denetim hizmetleri, Maliye Bakanlığı’nın eşgüdümünde yürütülecek şekilde birleştiriliyor. Buna göre, maliye müfettişi, hesap uzmanı ve gelirler kontrolörü unvanları kaldırılarak, bu alanda görev yapan denetim elemanlarının tümü “maliye denetçisi” olacak. Vergi denetmenleri ise halen mevcut yapıda çalışmaya devam edecekler ve vergi dairesi başkanlıkları bünyesinde görevlerini sürdürecekler.


    Tarih: 16:59, 14/5/2008
    Yorum (0) | Yorum yaz | Bağlantı

    <- Son Sayfa | Sonraki Sayfa ->

    20 Haziran 2008 Cuma

    Kontrolörleri ve denetmenleri üzmüşüz...

    Kontrolörleri ve denetmenleri üzmüşüz...

    Taylan ERTEN / ANKARA'dan
    taylane@dunya.com

    02.06.2008 - 09:00

    Ekonominin yarısı "kayıt dışı"... Bunu Maliye de biliyor, hükümetler de... Ekonominin yarısı "kayıt içi"... İsteyen istediği kadar beyanda bulunup, istediği kadar "doğrudan" vergi ödüyor... Devlet, yarısı "kayıt dışı" ekonomiden yeterli vergiyi süzemediği için "gırtlağına" kadar borçlu...

    Hükümetler bütçe açıklarını "doğrudan" vergiler yerine "dolaylı" vergilere yüklenerek; kamunun, milletin malını mülkünü satarak kapatınca, "başarılı" oluyor! Devletin Hazinesi, Londra bankerlerinden "En Başarılı Borçlanan Hazine Ödülü" alan tek kurum. Başka örneği var mı, bilmiyoruz!

    Ve... Bu haldeki devletin bütçesini "iki yakası bir arada" tutabilmek için; her şeyi devletten, kamudan beklerken vergi yükümlülüğünden kaçanı, vergi kaçıranı, matrah gizleyeni, "kara paracıyı" izlemek, bulmak ve gereğini yapmakla görevli, merkezde 120 Maliye müfettişi, 309 hesap uzmanı, 316 gelirler kontrolörü; defterdarlıklarda da 2 bin 700 vergi denetmeni...

    Maliye, tüm görev unvanlarında toplam 3 bin 165 yetkili kişiyle "sahayı" kontrol etmeye, denetlemeye, kaçırılan vergiyi bulmaya, bulduğunu geri almaya, vergi dairesinin önünden geçmeyenlere "adres öğretmeye" çalışıyor. İşleri zor, sorumlulukları ağır.

    Müfettiş, uzman, kontrolör arasında seçilme ve meslek eğitimi bakımından fark yok. Fark yetki ve görevlerde: Müfettişlerle kontrolörler Türkiye çapında vergi ve kara para incelemeleri, idari teftiş, kamu görevlilerini soruşturma yetkilerine sahipler. Uzmanların görev alanı yine Türkiye çapında vergi ve kara para incelemelerini kapsıyor. Denetmenler ise "yerel denetim" yetkisini kullanıyor.

    Tek çatı tasarısı

    Maliye'nin vergi denetim yapısına ilişkin bu bilgileri vermemin nedeni, TBMM'ye sunulmuş olan "tek çatı tasarısı" ile ilgili yayınımız. Tasarı bu yapının değiştirilmesini; Maliye Teftiş ile Hesap Uzmanları kurullarının kaldırılmasını, gelirler kontrolörleri dahil üç denetim birimiyle birlikte tüm elemanların "Maliye denetçisi" unvanı altında birleştirilmesini öngörüyor.

    21 Mayıs'ta DÜNYA Mikro Politika'da gündeme getirdiğimiz ve ilgili dört derneğin kurumsal görüşleriyle yansıttığımız bu konu Maliye denetim camiasında büyük ilgiyle karşılandı. Müfettişlerden "teşekkür", kontrolörlerden ve denetçilerden eleştiri aldık. İzinlerini almadığım için isim vermiyorum.

    Eleştirilerden biri, kontrolörlerin varlığını ve ağırlığını eksik yansıtmamızdı. Bu kesimden gelen açıklamalara göre; gelirler kontrolörlüğünün 72 yıllık, denetmenlerin de yaklaşık bir bu kadar tarihi ve birikimi bulunduğunu; kontrolörlerin mesleki yetkinlik, yetki ve görevler yönünden müfettişler ve uzmanlarla eş düzeyde olduklarını ve görevlerini l‰yıkıyla yerine getirdiklerini belirterek eksiğimizi gideriyorum.

    Diğer bir eleştiri, tasarıya ilişkin görüşler kadar Maliye'nin denetim yapısını oluşturan kurullar ve birimler arasındaki derin görüş farklarını da yansıtıyordu. "İç meselelere" girmeyeceğim. Ancak, belli ki kontrolör ve denetmenler kesimi iki kurulun "hegemonik" ve "imtiyazlı" konumlanmasından hiç memnun değiller. Etkin bir denetim sistemi oluşturmanın önünde "engel" gördükleri iki kurulun kaldırılmasını ve sistem birliğinin sağlanmasını gerekli görüyor, destekliyorlar.

    Bu çerçevede denetmen kesiminden gelen şu değerlendirme ayrıca dikkati çekiyor:

    "Hükümet, gelir idaresi tasarısı ile her hal ve takdirde kendisine tabi, bizzat kendisinin çekip çevireceği, kendi istek ve arzularına göre hareket edecek bir denetim birimi istediğini ortaya koymuş, bu isteği tasarıya yansıtmıştır. Yani, önceleri kurulların (Maliye Teftiş ve Hesap Uzmanları kastediliyor) hizmetinde, kurullara hizmet eden bir Gelir İdaresi varken, şimdi, zaten topluma ve devlete hizmet etmeyen ama siyasetçinin kısa vadeli güncel çıkarlarına hizmet edecek bir yapı tasarlanmıştır."

    Eleştiri ve görüşlerden çıkardığım sonuca gelince: Kontrolörler ve denetmenler mevcut mali denetim yapısının değişmesini; kurulların, imtiyazlı konumların kaldırılmasını; birimlerin birleştirilmesini; birleştirilirken mevcut yapılar arasında ayırıma gidilmemesini ve yeni vergi denetim biriminin "kurum çıkarlarını, mesleki taassubu" değil, "ülke çıkarlarını ve kamu yararını gözetecek, çağdaş, güçlü, bağımsız, etkin, verimli ve sağlıklı işleyecek" şekilde tasarlanmasını talep ediyorlar. Hem de kuvvetle...



    16 Haziran 2008 Pazartesi

    Vergi denetmenleri terfi edebilmeli

    AHMET YAVUZ

    ahmet.yavuz@zaman.com.tr Ekonomi

    Vergi denetmenleri terfi edebilmeli

    Kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması ve vergi uygulamalarının herkes tarafından arzu edilen bir noktaya getirilmesi, daha iyi çalışan güçlü bir vergi idaresi ve etkin bir vergi denetimi yapısının oluşturulmasına bağlı. Denetim kelimesinden ise sadece vergi incelemesi anlaşılmamalı. Vergi denetimi, geniş manada vergi idaresinin merkez ve taşra örgütünün iç denetime tabi tutulmasını ve lüzumu halinde vergi personelinin soruşturmalarının yapılmasını da kapsıyor.

    Ülkemizde kayıt dışı ekonominin boyutları gittikçe artıyor. Nitekim bu husus, 2007-2013 yıllarını kapsayan 1. Kalkınma Planı'nda açıkça ifade edildi. Bu artışı engelleyecek temel unsur denetim gücüdür. Kayıt dışı ile mücadelede takip edilmesi gereken politika cari dönem için etkin ve yaygın denetimdir. İnceleme ve denetim gücünün koordineli ve etkili bir şekilde çalışması mükelleflerin incelenmekten çekinerek beyanlarını doğru şekilde vermelerini sağlar. Bu yüzden önemli olan, sınırlı sayıdaki mükellefi inceleyerek yorum farkından kaynaklanan matrah farkı bulmak değil, büyüklü küçüklü tüm mükellefler nezdinde inceleme oranını yüzde 2'lerden 10'lara çıkarmaktır. Bu da mevcut inceleme elemanı sayısını artırmak ve denetim elemanlarını düzenli bir şekilde koordine etmekle mümkün olur. Bu koordinasyon ihtiyacı sebebiyle Başbakan Tayyip Erdoğan'ın bizzat takip ettiği vergi inceleme birimlerinin birleştirilmesini de sağlayacak kanun tasarısı bir ay önce hükümet sözcüsü Cemil Çiçek tarafından kamuoyunun bilgisine sunulmuştu. Tasarı kamuoyu ile paylaşılmazdan önce birçok söylenti çıktı. Ancak geçen hafta basına yansıyan tasarı, bu söylentilerin neredeyse tamamını asılsız çıkardı. Öyle ki; gelir idaresinin müsteşarlık şeklinde örgütleneceği, bu müsteşarlık bünyesinde 5 genel müdürlüğün kurulacağı, şimdiki 29 vergi dairesi başkanlığı yerine 21 bölge başkanlığının olduğu bölge sistemine geçileceği ifade ediliyordu. Ancak bu tür düzenlemeler tasarıda yok. Başlangıçta olup sonra vazgeçilmiş de olabilir.

    Tasarı ile halen merkez denetim elemanlarının görev yaptığı birimler olan Maliye Bakanlığı bünyesindeki Maliye Teftiş Kurulu ve Hesap Uzmanları Kurulu ile Gelir İdaresi Başkanlığı'ndaki Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanlığı kaldırılarak bunların yerine Maliye Bakanlığı teşkilat yapısında doğrudan bakana bağlı 'Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı' birimi oluşturulacak. Söz konusu vergi denetim elemanları, bu birime bağlanmak suretiyle 'Maliye Denetçisi' unvanı altında birleştirilecek. Maliye Bakanlığı'nın, Maliye müfettişi ve hesap uzmanlarına ait bin 618, gelirler kontrolörlerine ait 900 olmak üzere toplam 2 bin 518 kadro iptal edilirken, çeşitli derecelerde bin 251 maliye denetçisi kadrosu ihdas ediliyor.

    Vergi daireleri ihmal edilmesin

    Vergi denetim elemanları sayısının yetersiz olduğu ve kadroların doldurulması gerektiği her kesim tarafından paylaşılan bir gerçek iken, tasarıda vergi denetim kurulu başkanlığı bünyesindeki denetim elemanı kadrosunun azaltılmasını anlamak zor. Ayrıca, 'denetimde çok başlılık var, koordinasyonda zorlanıyor' deniliyor ve 3 ayrı denetim birimi tek çatı altında birleştiriliyor. Üç ayrı denetim birimi birleştikten sonra ne koordine edilecek ki? Bir de denetim koordinasyon kurulu kuruluyor. Kontrolörlere sözlü mülakat sınavı yapılacak deniyordu. Bu da tasarının ilk halinden çıkarıldı. Bence de anlamsızdı ve güzel bir başlangıç için hiç de hoş değildi. Çıkarıldığı iyi oldu.

    Tasarı vergi denetmenleri ile ilgili herhangi bir düzenleme içermiyor. Böyle köklü bir değişikliğe gidilirken vergi denetmenlerine de dikey yükselme imkânı verilebilir. Böylece taşrada görev yapan vergi denetmenleri de motive edilmiş olur. Dikey yükselme sicil ve sınavla olabileceği gibi vergi denetmenlerinin yeterlilik sınavında ilk 5'e veya 10'a girenlerin otomatikman Kurul'a alınması şeklinde de olabilir.

    Diğer yandan, özenle seçilen ve meslekî konularda yetiştirilen vergi denetim elemanlarına özel sektörden çok talep geliyor. Bu elemanlardan kamunun yeterince yararlanabilmesi için ciddi ölçülerde reel kayba uğramış özlük haklarının düzeltilmesi gerekiyor. Denetim elemanları, daha önce yeminli mali müşavirlik sınavından muafiyet avantajı sayesinde tahammül ettikleri şartların sınav mecburiyetinin de getirilmesiyle katlanılmaz bir hal aldığını söylüyor.

    Son olarak, bu tartışmalar hep çatıyla ilgili. Vergi daireleri bu işin aslı ve esası. Eğer bir şeyler yapılacaksa asıl buralar ihmal edilmemeli. Vergi dairelerinin otomasyonu tamamlanmalı. İnsan unsuru gelir uzmanları ile daha donanımlı, cevval ve güvenilir hale getirilmeli. Vergi dairelerinin yönetim kadroları çok önemli. İstanbul'da milyar YTL'lik iadelere imza atan müdürler var. Buralarda yönetici olacak kişilerin dürüst ve cesur olması şart.

    12 Haziran 2008 Perşembe

    Vergi toplamak için ’Nereden buldun’ şart”

    Vergi toplamak için ’Nereden buldun’ şart”
    Hatırlarsınız, dönemin Maliye Bakanı Zekeriya Temizel "Nereden buldun?" düzenlemesini çıkardığında yer yerinden oynamıştı.
    Yazar E-Posta
    • Haber Tarihi
      : 12 Haziran 2008
    Yasa uygulanabilseydi, belki de Amerikan filmlerinde gördüğümüz vergi sistemi Türkiye'ye de yerleşecek, lüks içerisinde yaşadığı halde bir asgari ücretli kadar bile vergi ödemeyen vergi yüzsüzleri tarihe karışacaktı. Ancak olmadı. Yasa rafa kalktı. Nereden buldun ve mali milat tartışmalardan öteye geçemedi. Hatta Maliye, 'nereden buldun'la birlikte elindeki bir çok denetim silahını da o tarihte kaybetti.

    Hatırlatmakta yarar var. Nereden buldun; elde edilen gelirin vergisinin ödenip ödenmediğinin ispat yükümlülüğünü direkt mükellefe yüklüyordu. Şimdi ise bu yükümlülük Maliye'nin sırtında. Bunun içindir ki; vergi kaçırdığından şüphelenilen, hatta şüphenin de ötesinde gerçek vergisini ödemediği ayan beyan ortada olan mükellefler para saçacak, zenginliklerini eşe dosta sergileyecek türlü şaklabanlıklar peşinde koşarken, Maliye'nin denetim elemanları belge toplamakla uğraşıyor.

    UNAKITAN BÜYÜK ŞANS

    Durup dururken 'nereden buldun' da nereden çıktı, diyebilirsiniz. Anlatalım: Bu gazeteden bir çok ayrıntısını okumuşsunuzdur. Maliye Bakanlığı bir süredir Gelir Vergisi Kanunu'nda yapılacak değişiklik üzerinde çalışıyor. İlk çalışma Vergi Konseyi'nin kamu ve özel sektörden gelen üyelerine hazırlatıldı. Şimdi Maliye'nin Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü son rötuşları yapıyor. Başbakan Erdoğan'ın talimatı üzerine, tasarı taslağı bittiğinde başta TOBB, TESK, TZOB, TÜRMOB, işçi ve işveren örgütleri olmak üzere ilgili tüm sivil toplum kuruluşlarına gönderilip, görüşler alınacak. Maliye, işte bu taslağın içerisine 'nereden buldun' benzeri bir 'vergi güvenlik mekanizması' yerleştirmek istiyor.

    Çünkü, böyle bir mekanizmanın yokluğuna artık Maliye içerisinde tahammül kalmadı. Gelişmiş bilgisayar altyapısına, denetim elemanlarının arttırılmasına rağmen istenilen sonuç yeterince alınamadı. Maliyeciler belge peşinde koşmaktan yoruldu. Getirilmek istenen sistemi önce gizleyen, ancak denetim konusundaki görüşlerimizin çakışması üzerine rahatlayan bir Maliye yöneticisinin şu sözlerini dikkatlerinize sunuyorum: "Kimilerinin kolaylıkla vergi kaçırdığı düşüncesi toplumsal vicdanı yaralıyor. Herkesin gerçek geliri üzerinden vergisini ödeyeceği bir sisteme ihtiyacımız var.

    Mali milat gereksiz. Ancak vicdanları rahatlatmak istiyorsak, nereden buldun benzeri bir güvenlik müessesesine, hatta doğrudan nereden bulduna ihtiyacımız var. Bakanımızın Unakıtan olması bu sistemin toplum tarafından kabul edilmesi ve yanlış anlaşılmalara yol açmadan uygulanması açısından büyük şans.

    Hiç kimse, piyasanın içinden gelen bir bakanın yönetimindeki Maliye'nin piyasayı tıkayacağı iddiasında bulunamaz. Devlete ödemesi gereken vergiyi düğünlerde saçan, yurt dışındaki tatillerde harcayan, çocuğunu lüks ciplere bindirenler bu sefer kamuoyunu peşlerinden sürükleyemez. Türkiye'nin bu ayıptan kurtulması için medya desteğine ihtiyacımız olacak."

    Dürüst vatandaş, dürüst mükellef olan herkes için bu sözlerin çok büyük anlam taşıdığı açık. Ancak siyasi belirsizliğin ortaya çıktığı, yerel seçimlerin yaklaştığı, üstelik de erken seçimin konuşulmaya başlandığı bir dönemde vergi reformunu kim, nasıl yapacak? Tarihi fırsat yine kaçarsa, tek tesellimiz yeni evli çiftlerin bol takılı düğün sevinci olacak.